|
TARIH : 8/23/2009 5:04:33 PM |
EKLEYEN : Aşur Eylen |
MAIL : |
*
NEYİN AÇILIMI KİMİN DEMOKRATİKLEŞMESİ
Şu Amerika’nın,
Şu Avrupa nın yaptığı işlere bakın.
Dünya bunlardan soruluyor sanki.
Her ikisi de dünyanın efendisi,
Dünyanın şahları, padişahları, kralları,
Vicdanlarını kanla besleyip, cüzdanlarını kanla dolduran ülkeler.
Küçücük menfaatleri uğruna bütün dünyayı birbirine kırdırabilirler.
İnsanlık yaşadığımız şu çağda ne yazık ki bu çirkin yüzleri görecek kadar kendini geliştiremedi.
Köleliği, biat etmeyi, marabalığı, ümmetçiliği, bilmem kaç çeşit dinin cennetini-cehennemini, tarikatını-cemaatini, geleceği sanıp kulluğunu kapı kulluğuna dönüştürüp uşaklaştı.
İnsanlık ABD’yi ve AB’yi tanımadı, tanıyamadı. Gözlerine görmez perdesini kendisi çekti.
Sustu, görmedi, duymadı, işitmedi. Olan biteni film gibi izledi.
İnsanlık birbirini gırtlaklarken bugünün şahları, padişahları, kralları sırça köşklerinde dünyanın geleceğini planladı.
Dünyayı böldü, bölüştürdü, parçaladı.
El Kaide, Taliban, Hizbullah, PKK gibi nice terör örgütünü kurdu, kurdurdu.
İliğine kadar sömürdüğü İslamı ve İslam toplumlarını bu örgütlerle ilişkilendirerek birbirine düşürdü. İslam ülkelerini kanla sulanmış topraklara dönüştürdü. Kan ekti, kin besledi.
Amerika, Avrupa
Ne ektiyse onları biçiyor.
Irak’ta, Filistin’de, Afganistan’da, Pakistan’da, Türkiye’de kan deryasından kin deryasına geçildi.
Irak’ta Şiiler, Sünni Araplar, Kürtler parçalanmış dinsel kimlikleri ve etnik kimlikleriyle birbirini kırıyor. Her gün yüzlerce insan ölüyor.
Filistin’de Hamas ve El Fetih örgütleri Filistin topraklarını ikiye bölüp birbirleriyle çatışıyor.
Afganistan’da El Kaide ve Taliban Afgan halkını ortaçağ karanlığının derinliğine mahkum ediyor.
Pakistan’da aşiretler, Taliban Pakistan’ın daha nice dinci güçleri ülkelerini İslam cenneti uyutması uğruna yaşanmaz hale getiriyor.
Türkiye’de PKK yirmi beş yıldır Kürt, Türk demeden insanları öldürüyor.
Amerika bu kıyımda Türkiye üzerinde dost ve müttefik kimliğini kullanırken Avrupa, Avrupa Birliği üzerinden nice açılımlar, çalıştaylar yaptırıyor.
ABD ve AB Türkiye’de etnik kimlikleri ve dinsel ayrılıkları tartıştırıyor.
Kürt sorunu üzerinden açılımlar yaptırıyor.
Alevi sorunu üzerine çalıştaylar düzenletiyor.
Kıbrıs sorunu “çözümsüzlük çözüm değildir” anlayışıyla Annan Planına havale ediyor.
Ermeni sorunu üzerinden ulusal maçlarda garip tuhaf işler yaptırıyor.
Ekonomi’yi IMF’nin emir ve görüşlerine bırakıyor.
Zam,
Zulüm,
Açlık,
İşsizlik,
Yoksulluk,
Türkün, Kürdün, Alevinin, Sünni nin günlük yaşamı olurken ülkede insanlar Kürt-Türk-Alevi-Sünni diye ayrıştırılmaya çalışılıyor.
Böleceksin, bölüştüreceksin, yöneteceksin.
ABD’nin derdi bu,
ABD’nin AB’nin bildiği bu,
ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) bunu içeriyor.
AB’nin kriterleri birleştirmeyi değil, ayrıştırmayı içeriyor.
İçlerine sindiremedikleri Türkiye Cumhuriyetinin üniter yapısı,
Tahammül edemedikleri Türkiye Cumhuriyeti,
Demokratikleşme, Demokratik Türkiye bir büyük yalan. Bir büyük Amerikan yutturmacası.
Kendi içinde demokratlığı dahi beceremeyen bir meclis demokratikleşmenin öncüsü olabilir mi?
Demokratikleşme olacaksa önce meclisten başlamalı,
Siyasi partiler seçim yasaları konusunda anlaşmalı,
Yüzde on barajı ortadan kaldırılmalı,
Lider diktatörlüğüne son verilmeli,
Bütün bunları yapan bir meclisin demokratikleşme çabaları daha inandırıcı olmaz mı?
Şu liderlerin hallerine bir bakın.
Demokratikleşme Projesi kendilerine ait olmadığı için birbirlerine sabah akşam hakaret ediyorlar.
“Alçaktır, şerefsizdir, namussuzdur” sözleriyle Türkiye Cumhuriyetini yönettiklerini sanıyorlar.
Bu büyük Amerikan hikayesi “Siz isterseniz hilafeti bile getirirsiniz” diyen zihniyetin Amerika ya teslimiyeti ile başlıyor.
Amerika 1950’den bu yana ülkemizde hükümetler kuruyor, hükümetler yıkıyor. İhtilaller yaptırıp, ülkeyi tarikatların, cemaatlerin ellerine bırakıp, karanlığın içinde onlarca yıl geriye götürüyor. İşkenceler yaptırıp ülkenin iyi yetişmiş gençlerini astırıyor.
Kendine bağlı hükümetlere meclisten demokrasi, insan hakları, özgürlükler, barış nutukları attırıyor.
Yirmi beş yıldır bu ülkenin dağlarında bu ülkenin insanlarını öldüren PKK’nın ellerine silahlarını, bombalarını, mayınlarını veriyor.
Abdullah Öcalan’a kim seni dağa çıkarttı?
Yirmi beş yıldır neden bu ülkenin insanlarını öldürt türüyorsun?
Bu silahları, bombaları, mayınları kimler eline tutuşturdu?
Bunca parayı PKK’ya kimler hangi yoldan verdi? Gibi soruları ne sorduran oldu ne de soran oldu.
Ülkeyi yönetenler Kürt açılımının peşine düşmüşler.
Besleme medya açılım-açılım diye bayram ediyor.
Kendini sanatçı sananlar açılıma taraf olmayanları hem bu dünyada hem de o dünyada lekeli ilan ediyorlar.
Abdullah Öcalan İmralı’dan Meclisi, muhalefeti, askeri uyarıyor. “Aklınızı başınıza alın tek muhatabınız benim” diyor.
Türkiye demokratik idam sehpasında asılacağı günü bekliyor.
Hilafeti isteyenler her mahallede bir küçük Amerika kuruyor.
ABD ve AB taşeronları eliyle ülkeyi güzel-güzel soyup, güzel-güzel teslim alıyor.
Ülke açlığın, yoksulluğun, işsizliğin çaresizliğinde ramazan çadırlarında karnını doyuruyor.
Ülkeyi yönetenler neyin açılımını yapıyor, kimin için demokratikleşme diyor?
Aşur EYLEN
|
TARIH : 8/17/2009 4:30:35 PM |
EKLEYEN : ahmet bülbül |
MAIL : |
*
sevgili mursal lılar ben mursallı degilim. sivaslı da degilim. ancak mursal lı baba dostu agbeylerimi tanıdıgım için mursal köyünü de tanımış oldum.uzun ugraşlar sonucu baba dostu agbeylerimi aradım ama onu tanıyan birisi bana yardımcı olmadılar.bu arada mursal ın yetiştirdigi. türkiye ve mursal sevdalısı köyünüzün iftarhı sayın müdürüm metin selvi bey le tanıştım işte mursallı insanın yüregi insan sevginini bir kez daha şahit oldum.... ne mutlu metin beyin babasına . annesine onu türkiyeye kazandıran egitcilere ve yetiştirenlere... iyiki varsın sayın metin bey mursal ve bizler sizinle gurur duyuyoruz.. türkiye de .. size ömür boyu başarılar. sizi kırşehir de seviyor.......... |
TARIH : 8/17/2009 3:59:56 AM |
EKLEYEN : yaşar özer |
MAIL : |
*
selam ben yaşar mursalıym |
TARIH : 8/15/2009 2:35:13 AM |
EKLEYEN : mustafa hakverdi |
MAIL : |
*
slm ben mersinden bayram hakverdının oglu mustafa hakverdi siteniz tam bir mursal halkına yakışır şekilde devam etmektedir vede basarılar dılıyorum ben su anda agrı/patnosta vatani görevimi yapmaktayım altı ay sonra askerligimi bitiriyorum şafak 175 azkaldı bitiyor |
TARIH : 8/14/2009 5:42:12 PM |
EKLEYEN : gurbetci_sultan |
MAIL : |
*
www.divrigifm.com tüm canlari beklerim canli sohbete ve türkülere |
TARIH : 8/9/2009 3:43:50 PM |
EKLEYEN : Ercan Sezen |
MAIL : |
*
Mursal köyünün benim için iki anlamı var bir ali kızıltuğ birde askerde arkadaşım vardı hüsyin alpay kızıltuğ özellikle bizim oralarda tartışılmaz bir ozandır hala nerde sesini duysam kaçırmam dinlerim hüseyin de askerde sevdiğim bir arkadaştı belki resmine rastlarım diye sitenizde dolaştım ama birtürlü bulamadım bu siteyi kuran yöneten emek veren herkese teşekkür etmek gerkir diye düşünüyorum eğer böyle çalışmalarda olmazsa kendi kültürümüzü yaşatmamız çok zor olacak site yöneticisine nacizane bir önerim olacak resim bölümü birazdaha akıcı ve görsel olabilir içerik olarak çok güzel olmuş bir öneri olarakda bizim sitemizi izleyebilirsiniz (www.karsiyakader.com )hoşçakalın dostçakalın |
TARIH : 8/9/2009 8:00:37 AM |
EKLEYEN : Aşur Eylen |
MAIL : |
*
AÇILIM-AÇILIM-AÇILIM
Bay Abdullah Gül Cumhurbaşkanı.
Bay Recep Tayyip Erdoğan Başbakan.
Yüzde otuz sekizle AKP iktidarda ülkeyi yönetiyor.
Zam yağmurları sürüyor.
Zulüm sürüyor.
İşkence sürüyor.
Zulmün adı işsizlik.
Yüzdesi her gün kabararak artıyor.
İşkencenin adı yoksulluk.
Açlar ordusuna her gün yüzlerce insan katılıyor.
Ekonomi bunların ana nedeni.
Ülke büyümüyor küçülüyor
Küçülme rakamı 13,8’le ürkütüyor, korkutuyor, düşündürüyor.
Eğitimde işler ortada.
Son üniversite sınavlarında 30 bin genç sıfır çekiyor.
YÖK büyük bir mücadelenin içine girmiş. Hem imam, hem de hatip olacakları farklı üniversitelere nasıl yerleştiririm diye düşünüyor.
Devlet okulları sınıfta kalıyor.
İktidarın kat sayısı artıyor.
Sağlıkta kopan parmaklar parasızlıktan çocukların elinde kalıyor.
TSK’yı küçültme, yıpratma savaşları planlandığı gibi ince ayarlar çekilerek ABD’deki Hazret ve dostlarının istedikleri gibi yürütülüyor.
Ilımlı İslam devletinin temelleri BOP’un Ortadoğu için planladığı şekilde atılıyor.
BOP eşbaşkanları görevlerini dört dörtlük yerine getiriyor.
Hukuk’ta işler bildiğiniz gibi.
Bay Abdullah Gül ve Bay Recep Tayyip Erdoğan’a yargılanabilirsiniz diyen hukuk insanları ve hakimleri yanıyor.
Soruşturmalar, araştırmalar, telefon dinlemeleri o malum davada yargılatma çalışmaları sürüyor.
Kayıp trilyon davasından Bay Necmettin Erbakan yargılanıp mahkum edilirken, Bay Abdullah Gül Cumhurbaşkanlığı görevini sürdürüyor.
Meclis raflarında zimmet, kalpazanlık, resmi evrakta sahtekarlık dosyaları milletvekilime dokunamazsın! Dokunulmazlığının kaldırılması umuduyla zaman aşımını bekliyor.
Anayasa Mahkemesi AKP için “Laikliğe karşı eylemlerin odağı ya da açık bir deyimle irticanın odak noktası olmuştur.” Kararını ve mayınlı arazileri yabancı şirketlere temizletemezsiniz kararını alınca kıyametler kopuyor. Anayasa Mahkemesi Anayasaya ve hukuka karşı suç işlemiştir, suçlamasıyla karşı karşıya kalıyor.
Hukuk, hukukçulara güvenilmeyecek diyenlerin elleriyle özel yetkili savcıların ve özel yetkili hakimlerin ellerine teslim ediliyor.
Ülkenin kuzeyinde sel felaketi,
Güneyinde terör felaketi,
Batısında yangın felaketi,
Doğusunda açlık ve yoksulluk felaketi,
Köylerde toplu katliamlar,
Cinnet geçiren analar, babalar, çocuklar,
Ellerinde silahlar kent ortasında insan kovalayan magandalar
Töre adına işlenen cinayetler,
Sübyan çocuklara tacizler, tecavüzler,
İşsizlik,
Açlık,
Yoksulluk,
Yolsuzluk,
Satılan topraklar, fabrikalar, bankalar, Telekom’lar, Tüpraşlar,
Ali Dibolar, Altın kabzalı silahlar,
Villalar, araziler, Deniz fenerleri, Akfıratlar, Dişliler, Dişsizler, Dinliler, Dinsizler, Türbanlılar, Türbansızlar, Fetolar, Metolar ve daha nice, nice olaylar.
Bütün bu olaylarla her gün yüzleşen bir Türkiye Cumhuriyeti, her geçen gün bağımsızlığını yitiren bir Türkiye Cumhuriyeti.
Ülkenin iç odakları, dış odakları birbiriyle örtüşüyor, öpüşüyor. Ülkenin geleceği için uzlaşıyor.
ABD elçisi James Jeffrey kapı-kapı dolaşıp, bu uzlaşmayı bütün siyasilere ve Türkiye toplumuna dayatıyor. James Jeffrey daha ileri giderek Amerika’da DTP’ ye siyasi büro açıyor.
AB, Türkiye’ye has özel nice kriterleriyle, nice kararları hükümete Meclisten çıkarttırıyor.
Ülkenin gidişi o bilinen bilinmezliğin yolculuğunda hedefine doğru gidiyor. Hedefe ne zaman varılıp varılmayacağını ABD ve AB biliyor.
Bu gidişte iç etnik yapılar harekete geçirilirken dış etkin emperyal güçler ülke yönetimini tamamen ele alıyor.
Ülkemde açlık, yoksulluk, işsizlik, çaresizlik, insanımızın asıl gündemini oluşturuyor. Esnaf, köylü, işçi, memur, emekli ve bütün çalışanlar bu çaresizliğini pazardaki zamlarla yaşıyor.
Ülkeyi yönetenlerin gündeminde ekonomi yok, açlık yok, işsizlik yok, yoksulluk yok.
AKP’nin gündeminde, açılımlar, açılımlar, açılımlar var.
AKP açıldıkça açılıyor, saçıldıkça saçılıyor.
Açlık, yoksulluk, işsizlik şimdilik bir kenarda dura!
Bunlar için herhangi bir açılım olmaya!
Bunun için açılım diyenlerin başları vurula!
Açılımlarımız ABD, AB, Kıbrıs, Ermenistan, Alevi, Kürt açılımı ola!
Bu açılımlar bize ABD Dış İşleri Bakanı Colin Powell ile Bay Abdullah Gül’ün 9 maddelik gizli anlaşmalarını anımsatıyor.
Bu gidiş gidiş değil, gidişin neresinden bakılırsa bakılsın bir gariplik bir tuhaflık var.
O büyük planın tarafları ülkemizin en hassas yönlerini kaşıdıkça kaşıyor. Irak’ta, Afganistan’da, Pakistan’da yapılanlar ülkemizde yapılmaya çalışılıyor. Ülke etnik ve dinsel ayrışımlarla ayrıştırılıyor. İnsanlar birbirine düşürülmeye çalışılıyor.
Anadolu nun tarihine inanan namuslu insanları bu alçak oyuna karşı 30 yıldır direniyor. Maraş’ta, Çorum’da, Sivas’ta bu alçak oyunun bir parçası olmuyor.
Türkler, Kürtler, Aleviler, Sünniler bu toprakların birbirine kenetlenmiş insanları olarak kardeşlik ve dostluk bayrağını kapı komşuluklarında paylaşıyorlar.
ABD’nin ve AB’nin açılımlarının bu ülkeyi ayrıştıracağını çok iyi biliyorlar.
İşte bu nedenle AKP’nin ortaya koyduğu açılımların hiç birine inanmıyorlar.
Türkler, Kürtler, Sünniler, Aleviler Amerika’nın ve Avrupa’nın bu ülke insanının yaşamında açtıkları o derin sömürüyü ve yok etme politikasını biliyorlar. Bu bilinç Anadolu insanını her çeşit oyuna karşı daha çok kenetlendiriyor. Bu onurlu insanlar ABD’den ve AB’den kurtuldukları an kendi yaralarını saracakları zamanı da biliyorlar.
ABD çek elini ülkemden,
AB çek elini ülkemden.
AKP bu açılımların bir kez daha düşün.
Sözün özü açılımın gözü,
Ülkenin gündemi gündem değil,
AKP’nin gidişi gidiş değil.
AŞUR EYLEN |
TARIH : 7/31/2009 5:17:51 AM |
EKLEYEN : HÜSEYIN DEHMEN |
MAIL : |
*
01.08.2009 CUMARTESİ SAAT 13.00.14.00 ARASI DERNEK MERKEZINDE EBAMÜSLÜM DEHMENİN 40 YEMEĞİ VERILECEKTİR |
| |