ZİYARETÇİ DEFTERİ

TARIH :
23.02.2006 23:20:25
EKLEYEN : Joanna MAIL : jwulfsberg@hotmail.com

* Merhabalar! Ben Yucel Kocaoglu'nun nisanliyim. Hic Mursal'a gelmedim, ama fotograflardan goruyorum ki cok mukemmel ve guzel bir yer. Bir gun insallah gelecegiz! Herkese selamlar! 

TARIH :
22.02.2006 16:52:18
EKLEYEN : sulhıye kocaoğlu MAIL : cennetberk@hotmail.com

* selam ben sulhıye
tüm mursal köyü halkına sevgiler saygılar 

TARIH :
22.02.2006 11:15:20
EKLEYEN : burak süngü MAIL : buraksungu@mynet.com

* selam bende sivaslıyım ve sivasın her yerini seviyorum. mursal köyünü de değerli ozanımız ALİ KIZILTUĞ sayesinde duyduk ve çok sevdik.. serinyayla köyünden burak 

TARIH :
21.02.2006 14:08:49
EKLEYEN : necati özsever MAIL : info@klascicek.com.tr

* selam değerli hemşerilerim
güzel sivasın güzel insanları
selamlar 

TARIH :
21.02.2006 14:06:19
EKLEYEN : ibrahim MAIL : klasçiçek.com

* selam güzel diyarın güzel insanları
sivas hafik tavşanlı köyündenim
siteyi çok beğendim selamlar 

TARIH :
21.02.2006 11:55:08
EKLEYEN : Bülent AYTEN MAIL : biloayt@mynet.com

* Mursalı sevenlere selam.Yeni çalışma çok şık oldu.Elinize sağlık. 

TARIH :
21.02.2006 09:46:57
EKLEYEN : DUMAN OKAN MAIL : rubidelta@hotmail.com

* selam mursallı dostlar. siteniz çok güzel olmuş. diğer çevre köylerede örnek olmasını temenni eder.emeği geçen herkese selamlar.... 

TARIH :
21.02.2006 08:58:18
EKLEYEN : Sivas/ Ulaş/Ezentere' li MAIL : asilkartallar2100@mynet

* Mursal köyündefalarca gittim suynuiçtim alabalık üretim işletmesinden alabalık yedik çok nefis,işletme faal ise herkese öneriyorum doğal alabalık kalitesinde.Ali Kızıltuğun şiirine konu olan çeşmeyi ve eski evleri koruma altına almalı" Anadoluda veya Mursalda göç" başlıklı bir doğa müzesine benzer bir düşünce geliştirmek olası mıdır? diye öneriyorum.Mursalın tüm temiz yürekli insanlarına selamlar.Ayrıca sitenin hazırlanmasında emeği geçen herkesi özelliklede avukat beyi kutluyorum. 

TARIH :
21.02.2006 01:26:40
EKLEYEN : gülsen şener MAIL : gulsen_art@hotmail.com

* merhaba mursallı dostlar.int.gezerken divriğ'ye bir bakayım dedim.bu arada mursal sitesini görünce tabi sizide ziyaret ettim.gecenin bu saatinde komşu köylerde ozan ali kızıltuğ'u dinleyerek dolaşmak harika oldu.elinize ve emeğinize sağlık.başarılaşdilerim köylerimizde bu örnekler çoğalsın.ben eğrisu(anzahar)köyünden gülsen şener.1968 den beri istanbul'da yaşıyoruz.ist.divriği kültür derneği yönetim kurulu üyesiyim.istanbulda yaşayan mursallı dostları divriği kültür derneğinde görebilmek ümidiyle.hoşçakalın.... 

TARIH :
20.02.2006 13:36:41
EKLEYEN : Ahmet Turan KAYA MAIL : ahmetturan.58@hotmail.com

* Ben sustum, sen söyle sensizliğimi

Ey yâr, susuşum sözümü esirgemekten değil. Sana değen sözleri çoktan
yitirdim; dudağım avare, dilim perişan.

Aklım ermiyor ki, sustuğumu bileyim. Kalbim ayılmıyor ki sana hitap
edeyim.
Kelimelerin sıcağı kaçmış, hece hece küllenmişler; sükût lehçesinde aç
susuz
bir mülteciyim şimdi. Seni taşa benzettiler. Öyle dilsiz, öyle
hayatsız,
öyle duygusuz diye. Değirmende konuşan taş değil midir peki? Acıyı
öğütüp
ekmek eyleyen senin dönüşün değil mi? Sen değil misin kabrimi bekleyen
sadık
yâr? Dillerin sustuğu yerde sen değil miydin ısrarla adını söyleyen
unutulanların? Sen değil misin nice dertlinin derdini hiç itirazsız
dinleyen?

Sahiden taş mı kesildin? Oysa, sen sözlere efsûn bağışlayan dudaksın.
Nefesi
boşluğun hapsinden kurtarırsın. (Belki de her ses bir mahpusun kırılmış
zincirlerinin şakırtısıdır.) Sana değdiği yerde dirilir sessizlik. Sana
vuruldukça hece hece kanatlanır suskunluk; şiirlerin ufkuna yükselir
söz,
öykülerin kuytularında giyinir. Sen, dağı delen Ferhat'sın; söz ki dağı
kar
gibi eritir de Şirin yâri sımsıcak kucaklar. Sen Aslı'ya Kerem'sin; ses
ki
çatlak dudaklardan sızan kevserdir. Sen Kerem'in Aslı'sın; söz ki tek
bir
hecesi bizi varlığın koynuna saklar; "Ol!"sözü hatırına yokluk varlığa
yüz
bulur.

Taşın sözü yok mudur ey yâr? Taş dediğin konuşur. Zamanın dudağıdır.
Çatlaklarından acılar sızar; kuytularında çocuk gülüşleri gibi neşeler
saklar. Taş dediğin susar. Zamanın dilidir; bir bakışında nice
gürültüyü
susturur; anlamsız telaşları dağıtır, hoyrat koşturmaları durdurur.
Kadîm
zamanlar içinden sızıp gelen bir kan gibidir taş; nabzımızı doldurur.

Taş zamanla eskimez mi? Sen zamansın, ey yâr, gelir ve gidersin.
Saatlerin
kadranında uslu uslu gezinirsin amma saçlarımı değil sadece kemiklerimi
dağıtırsın. Usulca sokulursun odama; "tik-tak", sadece "tik-tak",
eşyalarımı
değil sadece beni de benden çalarsın; elbisemi değil sadece tenimi de
soyarsın. sevdiğimle arama ayrılıklar koyansın. Sen çoğaldıkça ben
azaldım;
seni tükettim derken ben tükendim. Sen zamansın, ey yâr, pek
kıskançsın.

Taş kesilmişsin ki sana vefasız dediler. Tanımazmışsın beni. Adımı bile
anmazmışsın. Güzellikten hiç anlamazmışsın. Mehtabı kucaklayan sen
değil
misin her defasında? Günün ilk ışıkları sana koşmadı mı her sabah? Nice
surlarda masum bebekleri bekleyen sendin. Nice sütunlarda fısıltılı
dualara
fısıltını ekleyen sensin. Köprülerde kemerlerde yâri yâre kavuşturan
senin
metanetin değil mi? Çeşmelerden serin sulara yol veren senin serinliğin
değil mi? Dereler boyu suların elinden tutup şarkılar söyleyen sen 


[<< Geri] 191-200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 [İleri >>]