*
KOKLA BENİ ANNE
“Ölmek ne garip şey anne”
Dört tümce ne çok şeyler anlatıyor.
Koca bir yaşamın son fısıltıları gibi.
Ölmek ya da öldürülmek, yakılmak ne garip şey
Ölen neler düşünür acaba?
Neler geçer aklından?
Kimi düşler en son?
Bir bilinmezliği ölümüyle birlikte alır götürür düşünceleri.
Ölümün sessizliğinde beyaz atına biner gider, bir daha geriye dönmeksizin.
Ne bir satır mektup, ne de boş bir kağıt gönderir.
Yokluğun denizinde, varla yok arasında kaybolur gider.
“Ölmek ne garip şey anne”
Öldürülmek ya da yakılmaz YOBAZLARCA
Ne garip şey anne!
İşte böylesi ölümlerde anne olmak ne zor iştir.
Nasıl katlanır yürek bu ölüm acısına
Nasıl dayanır bu can bu zulme
Üstelik genç ise,
Yarından umutları çok ise,
Bu dünyadan alacağı fazla ise,
Nasıl dayanır, nasıl dayanır bir ananın yüreği bu işkenceye?
Onbeş yıl geçmiş Madımak katliamının üstünden
Onbeş yıl dile kolay
Onbeş yılın her günü yürekleri yakan acı
Her lokmada boğazına düğümlenen sancı
Gözyaşı
Umutsuzluk
Hasret
Anne olmak ne zor iştir anne
“Yak ula yak” diyen bir hayvan sesi.
Yağmur gibi yağan taşlar
Kırık camlar
Nefes kesen duman
Madımak’ta olmak nasıl bir iştir anne?
Onbeş yıl geçmiş dile kolay
Çeken bilir hasreti
Uykusuz geceler
Kundaklar,
Beşikler,
Emeklemeler
İlk yürüyüşler,
Bir bir gelir geçer gecenin karanlığında
Işıklar sunularak hayatın içine
Bir kızıl gül gibi düşer annenin eline
Yanmış bir kızıl gül.
Koklar doyasıya ölümüne
Başlar feryatlar
Acılar,
Ağıtlar,
Çığlıklar,
Bu nasıl iştir anne?
Anne olmak ne zor iştir anne
Unut der birileri düşlerin hasretini
Unut.
Dönülmeyen yolculuğun son yolcusu onlar
Hasret ekse de senin yüreğine
Unut.
Bu ne garip sözdür anne
Onbeş yıl geçmiş dile kolay
Otuz beş can sarılmış bir bedene
Devlet suskun,
Toplum suskun,
Diller suskun,
“Yak ula yak diyen bir hayvan sesi
Ulur it yuvalarının derinliğinde
Şükür bir şey yok der devletin başı
Bir başka başı Erzurum zanneder yanan ateşi
Yürekler sağır,
Vicdanlar sağır,
Diller sağır,
Her yan bir utanç yuvası
Bu nasıl iştir anne.
Unutma anne unutma
Unutturma anne unutturma
Madımak denilen o yeri
Bir utanç duvarı ör üstüne
Bir kara şal çek
Bütün dünya tükürsün üstüne
Ölmek ne garip şey anne
Yıldızlarda seninle dolaşmak ne garip şey
Tut ellerimi
Al yüreğine koy
Yanmış bir kızıl gül gibi kokla beni anne.
Aşur EYLEN
|