HASAN EYLEN

Sayın Abbas Çiftçi`nin, Hasan Eylen`in yazdığı ve bestelediği eserlerden seçtiği ve köyümüzün dergisi "Güneçe"nin Kasım-Aralık 1998 sayısında yer alan yazısını, yine aynı yazısındaki giriş bölümünden parçalarla size sunmak istiyoruz:

"1928 yılında Divriği`nin Mursal köyünde doğan Aşık Hasan Eylen, fakir bir ailenin çocuğudur. 1940`li yıllarda Ankara ile tanışır. Kısa sürede şehir hayatına uyum sağlayan Hasan, orada tanıstığı orta yaşlı bir kişiden saz çalmayı öğrenir. Sesi son derece güzel olan Hasan yazdığı dörtlük dizelerle yanık türkülerini sazıyla çalıp söylemeye başlar.

Bundan sonra Aşık Hasan Eylen olarak tanınan aşıgın ünü kısa zamanda etrafa yayılır.
Askere gitmek üzere Mursal`a gelen aşık, Mursal halkı tarafindan çok rağbet görür, çaldığı saz ve söylediği türkülerle beğeni kazanmır. Oradan askere gider. Erzurum Sarıkamıs`ta çvs. olarak vatani görevini yaptıktan sonra, tekrar köyüne gelen Hasan Eylen bir zaman burada kalarak çiftçilikle uğraşır ... tekrar Ankara`ya dönder...O yıllarda Ankara radyolarının "Yurttan Sesler" programını yürüten Muzaffer Sarısözen tarafından beğeni kazanan aşık, sık sık Ankara radyolarında misafir solist sanatçı olarak saz çalıp, deyiş ve türküler söylemiş, radyo aracılğı ile sesi ve ünü yurt sathına yayılmıştır.

Aşık değişik beyitler söylerken de Pir Sultan Abdal, Kul Himmet, Sümmani, Aşık Emrah ve Aşık Veysel gibi ünlü aşıkların deyişlerine yer vermişse de, daha fazla kendi bestelerini söylemiştir. 500`den fazla eseri vardır. Bunları kendi el yazısı ile yazıp bir defterde toplamıstır. Ancak bugün şiiirlerinin çoğu kaybolmuştur. Mursalı ve Mursallıyı çok seven aşık, söylediği bir şiirinde o güzelim yaylaları sanki adım adım anlatmaya çalışmaktadır...Genç yaşta yakalındığı bir hastalıktan dolayı, yapılan tüm müdahele ve tedaviye karşın, 31.11.1958 tarihinde vefat etmiştir."

Aşık Hasan Eylen'in Mursal ve Mursal yaylaları ile ilgili olarak yazmış olduğu bir şiirini (türküsünü) örnek olarak aşağıda sunuyoruz:

MURSAL YAYLALARI



Cennet-i Alânın hayali sende,
El sürer sefanı dertlerin bende,
Güzeller seyrana çıkarlar günde,
Karışır gelinler kızınan gider.

Divriği kazamız köyümüz Mursal'dır,
Yaylasında açılan nergizdir güldür.
Koyunu kuzusu yaylası boldur,
Çekilir sürüsü yazınan gider.

Mursal köyü önden akar çayların,
Dört bucakta methin olur yaylanın,
Çiğdem çiçek nevruz dolu dağların,
Öter telli turnam kazınan gider.

Yazın yaylalara çekilir göçler,
Çağrışır bülbüller ötüşür kuşlar,
Yârim çadır kurmuş
bu nasıl işler,
Beni koymuş sunam yadınan gider.

Meyminli deresi çeker götürür,
Yolumuzu bir menzile yetirir,
Ol mübarek Yartmış çökmüş oturur,
Gitse kim başına nazınan gider.

Dişlerin keklikleri ötüşür,
Dertli koyun kuzusuna meleşir,
Kaval çalar çoban, taşlar söyleşir,
Hiç gelmez kışı yazınan gider.

Çevirme etrafı sıralı dağlar,
Yemyeşil obalar bahçeler bağlar,
Kim gitse oraya hastalar sağlar,
Bulur şifasını şadınan gider.

Aştım Çevireme'yi göründü Göller,
Her bir oymağında öter bülbüller,
Kürdün güzelleri adeler eder,
Uğrun uğrun bakar sözünen gider.







Yama Dağı yücelere set çekmiş,
Eser deli poyraz, boz duman çökmüş,
Yaz ayları gelmiş çiçekler açmış,
Dudular kumrular bazınan gider.

Boyun eğmiş ona yed kat dağlar,
Buz gibi suların durmadan çağlar,
Çadır kurmuş ona beyler ağalar,
Sürer sefasını gözünen gider.

Çokmaşat'ta vatan olmuş, köy olmuş,
Azı fakir çoğu birden baz olmuş,
Yama Dağı cümlesine pay olmuş,
Kimi çoktur kimi azınan gider.

Kalamanzit Dumanlı'nın eteği,
Karaya obası arı peteği,
Kalaboynu yüce tutmuş otağı,
Öter telli turnam yazınan gider.

Mikeyl'in yaylası güllük gülistan,
Öter bülbülleri yazarlar destan,
Kurulmuş çadırlar ahbaptan dosttan,
Karışır gelinler kızınan gider.

Yuva derler bülbüllerin yuvası,
Çoktur yaylaları, vardır ovası,
Ağdere'den, Çeçik'ten akar deresi,
Yazıda gelinler kızınan gider.

Gezdik yaylaları indik yazıya,
Kim dayanır bu dertlere sızıya,
Rast geldim bir yaralı kuzuya,
Gürneş olmuş koyun düzülen gider.

Aşık yaylaları gezdin dolaştın,
Aşkın kazanında kaynadın çoştun,
En sonunda gurbet ellere düştün,
Sılaya defteri yazılan gider.

Aşık Hasan Eylen - 20.10.1953